Ispartadan Trabzona Uzanan Bir Yolculuktu Benimkisi…

Bende bir gün buraya kendi başarı öykümü yazabilmeyi hayal ederdim hep… Şimdi zamanı geldi diye düşünüyorum ve kendi başarı hikayemi sizlerle paylaşıyorum…

Ben süleyman demirel üni inşaat teknikerliği mezunuyum. buraya girerken aklımda hep dgs vardı ama inşaatçılar için bu işin bu kadar zor oduğu bilmiyordum belki bilsem başka bölüm tercih ederdim en baştan. sdü ye girmemde biraz şans eseri oldu. araştırmadan sırf akdenizde olduğu için yazmıştım fakat gittiğimde hocam bana “burayı bilerek mi tercih ettin,burası dgs de inşaatlardan en çok öğrenci veren üni.” olduğunu söyledi.üni boyunca notlarımı yüksek tutmak için uğraştım ve dgs ye çalışmadım hiç. sene sonunda 3.15 ortalama yaptım ve 74 puan geldi okuldan fakat sınavda çuvalladım açıkcası 258 gibi bir puanla 14000 civarı bi sıralama elde ettim. Sınavı kazanmaya kararlıydım ve dershaneye yazıldım çalışmaya başladım açıkcası dershanenin pek yararını görmedim evde daha çok kendim çalıştım ilk 3 ay sıkı çalıştım. ocak ayından sonra bi boşvermişlik oldu bende mayıs ayına kadar, ama denemelere giriyordum hep. türkiye geneli denemelerini kaçırmıyodum ve sürekli deneme çözmeye çalışıyordum. deneme sonuçlarım genellikle düşük çıkıyordu, bazen çok yüksek aldığım oluyordu. son 1-2 ay yine derslere asıldım ve deneme çözmeye başladım çıkmış soruları çözdüm son 1 hafta. Sınava girdim ve yetiştiremediğim en başarılı olduğum kısım türkçeyi (70 net üstü yaparım genellikle)nerdeyse hiç paragraf okumadam direk cümlenin anlamına bakarak 50 dk da 70 türkçe sorusu işaretledim. sonuç açıklandı ve 68 mat 52.50 türkçe 1838. olmuşum. hedefim ilk 2000 e girmekti zaten. tercihlerdede 4. sıradaki Karadeniz Teknik Üniveristesi inşaat mühendisliğini kazandım. şuan hazırlıktayım. tek dezavantaj burda hazırlıktan başaltıyorlar toplam 5 sene okuyorsunuz derslerinizden sadece 5 tanesini sayıyorlar. Ama yinede değer herşeye. memnunum hayatımdan. herkese başarılar diliyorum allah emeklerinizin karşılığını verir inşallah. elimden geldiği kadarıyla sorularınız varsa herkese yardımcı olmaya çalışıcam. iyi çalışmalar

HEM GEÇ OLDU, HEM GÜÇ OLDU ; AMA SONUNDA OLDU !


Öncelikle bu tarz bir şey yazacagım hiç aklıma gelmiyordu . Fakat degerli Gülçin Hocam’ın telkinleriyle ve burada aynı amaç ugruna gecesini gündüzüne katan bir çok arkadasa faydalı olma isteginin bir sonucu olarak bu yazıyı yazmış bulunuyorum . Umarım sizinde bu hikayeden çıkarımlarınız olur ve sizde hedefleginiz yolda yılmadan çalışarak hedeflediginiz yere ulaşırsınız..




Ailemin marketi vardı . Bir çok faydasının yanında bana egitim anlamında birçokta zararı olmuştu marketimiz olmasının. En önemlisi de sanırım o zamanlarda ders calısmanın önemini tam olarak kavrayamama sebep olmuştu . Okul derslerim iyiydi fakat sınavların konusunda bir bilgim yoktu . Nasıl calısmak lazım ? Kendimi nasıl geliştirebilirim ? vb konularda pek düşünmüyordum J
Sanırım sınav zamanı bir sihirli degnek degecek ve ben bütün soruları cevaplayıp istedigim yere gidecektim gibi bir ruh hali içerisindeydim J Bu yıl okulumdan (orta okul) başarılı bir ögrenci oldugum için 11 takdir ve 1 Teşekkür belgesi 4.90 ortalama ile mezun oldum . Fakat ailemin acele ile kayıt etmesi sonucu iyi bir Süper lise ( o zamanlar yabancı dil egitimi veren 4 yıllık liseler vardı ve ortalama ile örgenci alıyordu ) yerine mahallemizde bulunan bir düz liseye kaydımızı yaptırdık .

Başarılı orta okul yıllarından sonra geldiğim düz lisede gerek ortamdan ve gerekse de benim hala olayın ciddiyetinin farkında olmamamdan dolayı ÖSS sınavına girdik fakat aldıgım puan ilk sene bizim iki yıllık bir yüksek okula bile yetecek kadar puan almamıştım. E tabi bir sene tek soru çözmeyince , bütün kitapları bir çantaya koyup sabah okula götürüp aksam eve getirip hiç açmadan tekrar sabah okula götürünce böyle bir sonuc kaçınılmaz oluyor J

Yıl 2008
Artık hayatın zorluklarını görmeye başlamıstım ve okumam gerektiğini yaşayarak anladım . Fakat marketimiz bana bu konuda pek yardımcı olmadı. Kendime bu sene yapılacak olan sınava hazırlanmak için bir tane soru bankası aldım. Kitabı aldıgım ilk gün ilk sayfasını actım ve matematikten 5 tane soru çözdüm. Ardından bir müşteri geldi ve kitabı kapattım . Kapatış o kapatış J O sene yapılan sınava sadece 5 soru çözerek girdim . Sonuclar acıklandıgında sadece bir yüksek okula girebilecek kadar puan aldıgımı örgendim ( O zamana kadar ölsemde şehir dısında bir iki yıllık okula gitmem diyordum. Hayattan büyük konusmama konusunda büyük bir ders almıştım ! )


Bir dershanenin rehberlik servisine gittim ve HAYATIM DEĞİŞTİ.
Tercih yaptırmak için gittiğim dershanenin rehberlik servisinde bulunan hoca bana DGS diye bir sınavın varlıgından bahsetti ve beni tekrar hayata döndürdü. Kararımı vermiştim artık bütün tercihlerimi 2 yıllık İnşaat teknikerliği bölümlerinden yana kullanmıştım zira bir hedefim vardı artık. ( Aile dostumuz olan bir şahsın İnşaat Mühendisinin öldügü yıl dogdugum için kendisinin adı bana verilmişti. Ve ben Onun Adıyla aynı ünvana sahip olucaktım! )

Sonuclar açıklandıgında marketteydim ve bulundugum sehire otobüsle 16 saat mesafede olan bir sehire gidecektim J Fakat Hedef belirlenmişti ve artık hiçbir şey beni bu hedeften alıkoyamayacaktı. Buraları kısa kesmek istiyorum arkadaslar çünkü oldukça zor dönemlerdi benim için çünkü hedefime ulasmak için gercekten cok fazla çalıştım. Sabah saat 5 te kalkıp ders calıstıgımı bilirim.

Bu çabalarım bana okulda bölüm 3. lüğünü getirdi. Çünkü DGS de sadece sınavdaki netlerim yeterli olmayacaktı. Okuldan gelen o zaman AÖBP şimdiki ÖBP puanım ne kadar yüksek olursa bu beni o kadar avantajlı kılacaktı.
Okuldan mezun olduktan sonra yine marketin bana attıgı kazık sonucu bir sene sınava hazırlanamadım J Nasip kısmet diyip 2012 de sınava hazırlanmak için bir önceki sene yazılıpta gidemedigim TASARI dershanesi Bakırköy subesine kaydımı yaptırdım .

Hayatımdaki 2. dönüm noktamın burası oldugunu düşünüyorum başkalarının arayıp sorarak ve kalitesini bilerek geldiği yere ben kapısının önünden gecerken tabelasını görüp girmiştim J

SINAV SÜRECİ

Hayatı boyunca ÖSYM nin yaptıgı hic bir sınava hazırlanmayan ben artık bunun son şansım oldugunu biliyordum ve onun için elimden gelenin fazlasını yapmak zorundaydım. Yine her zamanki aksilikler yasandı ve ben dershanenin 2 ayı dershaneye gidemedim J
Fakat artık ne yapmam gerektiğini biliyordum . Aileme bunun benim son sansım oldugunu ve bunu yapmak zorunda oldugumu söyledim . Artık marketle ilgilenmeyecek sadece sınava odaklanıcaktım. Hemen dershaneye gittim . Sabah erkenden gittim ve dersler bittikten sonra dershaneden ayrılmadım . Gördüklerim beni şaşırttı insanlar dersleri bittikten sonra gitmiyorlar dershanenin üst katından bulunan sınıflara girerek grup halinde soru çözüyorlar ve yapamadıkları zaman birbirlerine yardımcı oluyorlardı. Çok hosuma gitmişti bende böyle yapmalıydım.

Bir sınıfa gittim kapıyı actım orada ders calısıp calısamayacagımı sordum tabiki dediler ( Degerli dostlarım Hilal Meltem Sena Nurullah ve Hayati , Mert , Yunus, adını sayamadıklarım benim hayatımda artık çok önemli bir yere sahipler… ) ve ben hayatımda 3. dönüm noktasını astım. Artık derslere hem kendi sınıfımla hemde hafta sonları dersleri yeni başlayan gruplarla giriyordum . Acıklarımı hızla kapatıyordum . Deneme sonucları istedigim sonucları vermiyordu fakat ben bu sonucların arac asıl önemli olanın DGS oldugunun bilinciydeydim ve hiç moral bozmadan çalışamay devam ettim . Konular bitmeye yakın denemelere başladım. Dershanenin yaptıgının yanında kendi arkadaşlarımızla denemeler yapıyorduk . Sayısı tam aklımda yok fakat bir senede 100 küsür deneme çözdük J Bazı günler 2-3 deneme atıyorduk . ( Sevgili dostum Nurullah ın katkısı unutulmaz) . Bu arada ÖSYM bize klavuz şakası yaptı J İstedigimiz yerlerdeki bir çok okul kontenjan acmadı. Moraller alt üst oldu… Fakat bunun da bir sınav oldugunu ve bununda bir çok rakibimizi eledigini biliyorduk. Azimle çalışmaya devam ettik. O kadar kaptırdık ki kendimizi sınava sevgilimizi unuttuk ve sınava bir ay kala ayrıldık J Fakat yapacak bir şey yoktu ve sınav yaklaşıyordu ..

SINAVDAN BİR GÜN ÖNCE
Herkes dinlenirken ben gidip internet kafeden 2012 nin çıkmış bütün sorularını alıp çözdüm J J J
SINAV GÜNÜ
Bana artık tek seyin kendi heyecan ve stresim oldugunu artık adım gibi biliyordum. Sınav salonumun bulundugu okula benim dısımda 2 tane kardesimin çıkması bende heyecan bırakmamıştı . Birisi Nurullah tı digeri ise Mert bir sene beraber calıstıgım kardeslerim J
Sorular önüme geldiğinde kendime sadece sunu söyledim ‘’ O kadar çözdügümüz çıkmış soruların en sonuncusunu çözüyoruz artık 2012 çıkmış sorular J
Sınavdan cıktık .. Emin olmadıgım soruları prensip geregi işaretlemedim J Sonrada 4 bosun 3 nün dogru oldugunu gördüğümde acı veren bir tebessüm attım J
En zor süreclerden biriside belki sonucların acıklanması ve tercih sürecleriydi . gecen her gün beklentileride alıp götürüyordu..
Bir gün ODTÜ de okuyan ve benden bir önceki sene kazanan kardesim gibi sevdigim dostum Ömer aradı : Kardesim Tc ni ver sonuclar acıklandı J

SIRALAMA : 0000149
YERLEŞTİĞİ BÖLÜM :
ORTA DOGU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ- İNSAAT MÜHENDİSLİĞİ

Sonundan cabalarımız sonuc vermiş ve hayallerimizi süsleyen bölüme girmiştik..
Ne kadar şükretsek azdı… Yaşadıklarımız gözlerimizin önünden gecince emeklerimizin sonucunu görünce yaşanan duyguları tarif edecek kelimeler yoktur…

ASLA HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAKTAN VAZGECMEYİN !
ASLA HAYATIN ÖNÜNÜZE KOYDUGU ENGELLER YÜZÜNDEN YOLUNUZU DEGİŞMEYİN…

AZMİN ELİNDEN BİRŞEY KURTULMAZ ARKADAŞLAR SİZ İSTEYİN, ÇALIŞIN VE GERİSİNİ ALLAH’A BIRAKIN O KİMSENİN HAKKINI YEMEZ…

Bilal Şahin’nin DGS Hikayesi….


“DGS Hikayem.

Arkadaşlar merhaba benim dgs hikayem biraz uzun ama okumanızı tavsiye ederim. Çünkü benim hikayem diğerleri gibi binlerce soru çözmek, saatlerce odaya kapanıp ders çalışmak tonlarca para verip kurslara gitmekle alakalı değil. Ben bunlar olmadan da bu sınavın kazanılabileceğini düşünüyorum ki sınavı da bu şekilde kazandım. Buna şans da diyebilirsiniz tesadüf de, ama ben bunun istemek ve hayatınızın odak noktasına bu sınavı koymakla ve kesinlikle stres yapmamakla alakalı olduğunu düşünüyorum. İşte ben hayatımın sınavı olarak gördüğüm dgs sınavına 2011 yılında girdim ve Erciyes Üniversitesi İletişimi kazandım. 1 hafta öncede okulumu 1 dönem erken bitirerek mezun oldum. Bu ben dahil kimsenin beklemediği bir şeydi. Çünkü ben lise hayatım boyunca başarısız bir öğrenciydim ilk senemde sınıfta kalmıştım ve diğer sene zorda olsa lise 2. sınıfa geçebilmiştim. Hal böyle olunca bunu benden beklemek pekte gerçekçi değildi. Ancak üniversite hayatlarım başarılıydı. Ön lisans yaptığım Giresun Üniversitesinde okulumu bölüm ikincisi olarak bitirdim. Bu ikincilik beni dgsyi kazanmamda oldukça etkiledi. Çünkü ben sayısalda oldukça kötüydüm ve bu açığımı okuldan aldığım puanla kapatmış oldum. Dgs hakkında pek bilgim yoktu ancak son senemde bilgi sahibi oldukça bu sınavın benim hayatımın dönüm noktası olacağını düşünmeye başladım. Çünkü eğer bu sınavı kazanamazsam bir çok hedefimi gerçekleştiremeyeceğimin farkına vardım. Bu şekilde düşünmeme rağmen sınava hiç hazırlanmadım desem yeridir Yapı olarak ders çalışmayı seven kitap okumayı seven test çözen bi yapım hiç olmadı. Sınav öncesi yaptığım tek şey 1-2 deneme sınavına girmek oldu. Açıkcası kazanma ümidim olmamasına rağmen nedensiz bir şekilde kendime güveniyordum bu kapı bana açılacaktı hissi vardı bu nedenle sınava girdiğimde çok rahattım tamamen stressizdim bunun yapılmayacak birşey olmadığını biliyordum. Nitekimde böyle oldu ve sınavı kazandım. Şuanda da mezun biri olarak dönüp arkama baktığımında nereden nereye geldiğimi görüyorum. Dgs sınavına kadar kısıtlı hedefleri olan ben şuan hedeflerimi büyütmüş bir şekilde geleceğe bakabiliyorum. Sizde bu sınavı hayatınızın odak noktasına koyarsanız geleceğe bu şekilde bakmanız mümkün. Bunun için yapmanız gerekenler benim düşünceme göre sırasıyla;
1. Gerçekten istemek
2. Bu isteği hayatınızın odak noktasına koymak
3. Saatlerce ders çalışmak, binlerce soru çözmek yerine daha düzenli ve mantıklı çalışmak (yani 500-600 soru çözmek yerine 200 soru çözüp soruların mantığını anlayabilmek)
4. Asla kazanamamayı düşünmemek
5. Strese ve sıkıntıya girmemek kendine güvenen ve rahat olan insanlar sınavlarda her zaman daha başarılı olmuşlardır.
Umarım bu konuda sınava bakış açınızı değiştirebilmiş sizi biraz olsun rahatlatabilmişimdir. Genel anlamda çokta başarılı olmayan bir öğrenci olarak söylüyorum ben bu sınavı kazandıysam herkes kazanır “

Açıköğretimden Türkiye Birinciliğine…

Sınava hazırlanırken buradaki kişilerin hikayelerini okur ve çabalarını gözümün önüne getirirdim. Bir gün burada kendi hikayemi yayınlayacağımı söyleseler “Hadi canım!” der ve güler geçerdim. Hayatta yetinmeyi bilenlerden oldum ben hep. Başarılı sayılabilecek bir lise hayatım vardı. En azından sınıfta hiç kalmadım ama öyle öğretmenlerin parmakla gösterdiği bir öğrenci de hiç olmadım. Küçük yaşta düşünmeden verilen kararlar bütün hayatını etkilermiş bunu biraz geç anladım.

Lise 2 de sayısal bölümü seçtim ve bu benim için büyük bir hataydı. Derslerden kalmıyordum belki ama başarılı da olamıyordum. Neticede liseden mezun olurken okul ortalamasının altında kaldım ve ortaöğretim başarı puanım ne yaparsa yapayım kaç net çıkartırsam çıkartayım sayısalın gözde mesleklerinin kapısını bana aralamıyordu. Bunu anladığımda iş işten geçmişti. Neticede hayalim olmayan bir üniversiteye gittim. Hayalim olmasa da üniversitenin bana çok şey kattığını düşünüyorum. Öncelikle gece geç saate kadar ders çalışılabileceğini üniversitede öğrendim. İnsan ömründe bir iki yılın kayıp sayılmayacağını üniversitede öğrendim. Bunun yanında üniversite, bende varolan sorgulayıcı kişilik yapısını ortaya çıkartmama yardımcı oldu. Kitap okumayı seven biriydim üniversitede daha fazla sevdim. Mezun olduğumda her insanın içinde aslında varolan ama bazılarımızın farkında olmadığı gizil gücü ben artık tanıyordum. Çalışma hayatına atıldım ve aslında değerlendirecek olsam başarılıydım da. Belki hayatta hiç olmadığım kadar kendimi başarılı hissediyordum iş hayatında.

Belirli bir zaman geçtikten sonra hayatımdaki eksikliği hissetmeye başladım bu lise 2 de kaçırdığımı düşündüğüm eşit ağırlık treniydi. Sayısalı seçtikten sonra eğer eşit ağırlık öğrencisi olsaydım kesin Hukuk okurum derdim daima. Bu yönde araştırmalarıma başladım ve dikey geçiş sınavıyla ilk defa o zaman tanıştım. Adalet bölümünden Hukuk’a geçiş yapılabileceğini öğrendim. Ama bunu öğrendiğim zaman çalıştığım yer örgün bir adalet programı kazanıp okumamam için uygun değildi. Tabi bu araştırmaları yaparken ************** da yer alan tüm bilgileri okudum diyebilirim. Yeri gelmişken siteye teşekkürü bir borç bilirim. Sonra birgün Anadolu Üniversitesinin Açıköğretim Fakültesi bünyesinde Adalet bölümü açacağını duydum. Kalbimin o anki çarpıntısını hala hatırlıyorum

“Acaba yapabilr miyim?” diye düşünürken kayıt işlemini tamamlamıştım bile. Hem iş hem okulu bir arada yürütecektim bundan sonra. Önümde uzun bir yol vardı.

Kural 1: Dikey geçiş sınavı ile ilgili öğrendiğim ilk şey meslek yüksekteki ortalamanı olabildiğince yüksek tutmaktı . Adalet bölümü benim ruhumu bulduğum bölümdür . Dersler o kadar hoşuma gidiyordu ki çalışırken yaşadığım hazzı anlatamam. İşten yorgun argın geldiğimde adalet bölümünün kitaplarını okumak benim için adeta bir dinlenme zamanıydı. Bu şekilde birinci sınıfı başarılı şekilde tamamladım. Hiç bir dersten kalmadım ve ortalamam da 93 civarındaydı.

Kural 2: Dikey geçiş sınavı 160 soruluk sayısal mantık sözel mantık sorularından oluşan bir sınavdır. Konuyu bilmek yetmez aynı zamanda soruya tepeden bakıp hızlı görebilmek de gerekir. Bunun içinde çok soru çözmek gerekir. Ben Kural 2′yi istediğim gibi uygulayamadım çünkü hem adaletin derslerine çalışmak hem işe gitmek hem dikey geçiş sınavı soruları çözmek için yeterli zamanı bulamadım.Çünkü neredeyse beş yıldır iş dünyasındaydım ve derslerden uzaktım. Matematik ve Türkçe konusunda desteğe ihtiyacım vardı.

Sınava 4 ay kala adalet bölümünün derslerini başarıyla yürüten ama dikey geçiş sınavı hazırlığında bir türlü istediği noktada olmayan bir adaydım. Açıkçası bu halimle aklımdaki tek şey okulu bu yıl bitirip sadece sınava ertesi yıl hazırlanmaktı. Ama içim içimi de yiyordu hani. 26 yaşındaydım ve zaman aleyhime işliyordu. Sınava hazırlık sürecinde yararlanmam gereken yayınları ************** daki deneyimli arkadaşların paylaşımlarından öğrendim. Kitaplar yardımcıdır ama yön gösterenler daima olmalıdır. Bende çözdüğüm sorularda bana yön gösteren Habip Hocam, Bekir Hocam ve İrfan Hocam’a yeri geldiği için teşekkür ederim. Benim gibi dikey geçiş sınavını bu yıl düşünmeyen sadece okuluna yoğunlaşmış bir öğrenciye cesaret verip yüreklendirip bu kadar kısa sürede bana yardımcı oldukları için.

Sınav gününe gelecek olursam sınava girerkenki psikolojim “Başaramazsan üzülme sen zaten istediğini elde ettin adalet bölümünde hukukla ilgili dersler aldın ve iki yıl da olsa mutlu olduğun bir dönem geçirdin” şeklindeydi. Korkularımı, girdiğim bunalımları bir kenara bırakmıştım. Tamamıyla sınava odaklanmıştım. Sınavdan çıktığımda üstümden bir yük kalkmış gibi değilde sanki hayatımda yeni bir dönem başlayacakmış gibi hissediyordum. Sınav sonucu açıklanınca şaşkındım. Bir iki saat ayılamadım desem yeridir Başarılı bir sınavdı ama neticenin böyle olacağını tahmin etmemiştim. Bu yıl benim yılım oldu çok mutluyum. Emeği geçenlere tekrar tekrar teşekkür ederim. Benim sınava hazırlanan arkadaşlarıma kendimce tavsiyelerim:

1) Etrafınıza duyarlı olan. Etrafınızdaki gelişmelere algılarınız açık olsun.

2) Ne bulursanız okuyun. Gazate, kitap,dergi çünkü Dgs de hızlı algılayabilmenin temel şartı bu diye düşünüyorum.

3) Hayal dünyanızı geniş tutun 26 yaşında Hukuk okumaya başlamak belki biraz çılgınca gelebilir ama hiçbir şey için geç değil.

4) Doğru kaynaklardan doğru sorular çözün. Dgs’ye yönelik sorular olsun. Zihninizi gereksiz soru tipleri ve çıkmayan konularla yormayın.

Her şey gönlünüzce olsun umarım tüm çalışanlar hak ettiklerini elde ederler.(alıntıdır)

Meslek yüksek okulu mezunları ve açıköğretim fakültesi önlisans bölümü mezunlarını ilgilendiren DGS (Dikey Geçiş Sınavı) sınavı 19 Temmuz tarihinde tüm Türkiyede sorunsuz bir şekilde gerçekleştir. Puanların açıklanmasından sonra sıra tercihlerin yapılmasına geldi. Sınav giren adaylar tercih kılavuzunun yayınlanmasını ve tercih tarihlerinin açıklanmasını bekliyor. Bu konuda daha resmi siteden bir açıklama yapılmadığını belirtelim. Yapıldığı zaman sitemizden bilgilendirmede bulunacağız.

Dikkatsizlikten giden sorular ne çok acıtır insanın içini. Bilip de bildiğinden emin olup ta küçücük beşeri hatalar nasıl dayanılmaz gelir değil mi? Hepimiz yaşamışızdır. Son anda yanlış toplama-çıkarma yaparız mesela ya da soruyu yanlış okuruz nasıl bir başarıysa. Sorunu bulabildiğimize göre şimdi nedenlerini araştırabiliriz.Konuya tam anlamıyla hakim olmamış olabilirsiniz. Bunun için çözmeye başladığınız her kitaptan önce mümkünse o yayının konu anlatımından ya da herhangi bir konu anlatımdan konuyu tekrar okumak yararlı olacaktır.Böylece konuyu da tekrar etmiş oluruz. Bir taşla iki kuş.Genelde bu tür hataların konuyu bilmemekle çok da alakası yoktur. Dikkatsizlik ya da konstrasyon eksikliği bu durumun başlıca nedeni. Bunun önüne geçebilmek için her kalemi elimize alışımızda sadece soruya odaklanabilmeyi başarmak zorundasınız. Kafanız dağılmamalı, yemekte ne yiyeceğinizi, arkadaşınızın size ne dediğini ya da kıyafetinizin renk uyumunu düşünmekten vazgeçin. Çünkü soru çözmektesiniz. Okumaya bağlı dikkatsizlikler için bolca kitap okumak yararlı olacaktır. İşlem hatalarınızı ise sınav esnasında kontrollerle yakalamanız gerekiyor.Bu nedenle kontrol ederken sorulara daha yakından bakabilmeyi, daha dikkatli olmayı alışkanlık edinin. Bu şekilde kazanacağınız 2-3 soru bile çok fark yaratacaktır emin olun. Bol soru çözmek sorununuza yardım edecek en önemli faktördür. Hatalarınız nedeniyle moralinizin bozulmasına izin vermeyin. Hatalarınızı bir daha tekrarlanmayacak hale getirmeniz için iyi fırsatlar olarak görün. Yanlış yaptığınız boş bıraktığınız soruları asla anlamadan geçmeyin, anlamış gibi görünmeye çalışmayın. Sizin doğrulara olduğu kadar sınavların da yanlışlara ihtiyacı var. Dikkatsizlikten yaptığınız hataları bile iyice irdeleyin. “ben neden dikkatsiz davrandım diye sorgulayın kendinizi. Mutlaka o ana dair bir sebep bulursunuz bir dahaki sınavda önünüze çıkması muhtemel bir sıkıntıyı önlemiş olursunuz.Şimdi bir şeyi itiraf etmem gerekir ki ben de dikkatsizlikler yapardım hem de oldukça. Nasıl sinirlendirirler insanı değil mi? İyi bilirim Ama zamanla geçiyor,geçti.Sizin ki de zamanla geçecek. Dikkatsizlikten soru kaybetmeyeceksiniz.Bu tür sorunlar olacaktır, olmaları normaldir, yukarıdaki açıdan bakıldığında olmaları da gereklidir. İçinizi rahat tutun, canınızı sıkmayın.(Alıntıdır)





http://www.dgsli.org/dikkatsizlik-yapanlara/

Dgs (Dikey Geçiş Sınavı) Nedir?

 

Dikey geçiş sınavı (Dgs), önlisans diploması veren 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunları yada önlisans diploması veren 2 yıllık meslek yüksek okullarından mezun olabilecek durumda olan adaylar, belirli şartları yerine getirdikleri takdirde, mezunu oldukları üniversitenin veya diğer üniversitelerin, alanlarıyla ilgili 4 yıllık programlarına Ösym’ce yapılan “Dikey geçiş sınavı”nı (Dgs) kazanmak koşuluyla geçiş yapabilir ve o bölümün lisans diplomasını alabilirler.

 

Dgs’de sayısal ve sözel bölümden oluşan bir yetenek testi uygulanmaktadır. Sınav süresi 140 dakikadır. Öss’nin aksine bir mantık ve yetenek ölçme sınavı olan Dgs bu yönüyle Ales ile benzerlik göstermektedir. Her üniversitenin %10 kontenjan açması zorunlu olmasına rağmen Dgs’de kontenjanlar son derece azdır. (Her bölüm için 5 ile 10 kişi) Dgs’de tercihler sınava girmeden önce yapılırdı, 2009 ilkbaharında çıkan yasayla sınavdan sonra yapılma kararı alındı. Dgs’de en fazla 8 tercih yapabilirken bu rakam 18′e çıkarıldı ancak kontenjanlar daha da düştü.

2011 Yılında yapılan değişiklik ile artık dgs sınavını kazan öğrencilerin hazırlık (İntibak) döneminde zayıf almalarından dolayı öğrencilikten atılma durumu söz konusu değildir. Önlisans mezunu olanlar dgs’ye girmeden aöf (Açıköğretim Fakültesi)’nin lisans bölümlerine sınavsız olarak doğrudan veya intibak programıyla kayıt yaptırabilirler.
Dgs (dikey geçiş sınavı) ile ilgili bilinmesi gerekenler


1- Dgs ile geçiş de kontenjanlar çok azdır. (Her bölüm için 05-10 kişi arası)
2- Yeni yapılan tüzük değişikliği ile kontenjanlar 19000 civarına çıkarlımıştır.
3- Dgs’de ek yerleştirme 2009 yılı sınavı itibariyle vardır.
4- 2009 yılından itibaren dgs de tercihler sınavdan sonra yapılır.
5- 2009 yılından itibaren dgs de en fazla 18 tercih yapılır.
6- Aöbp’nin sınava etkisi oldukça yüksektir.
7- Ösym’nin yaptığı yaklaşık 100′e yakın sınavdan en kolay olanıdır.
8- 60 sözel 60 matematik sorusu sorulmaktadır.Her iki bölüm içinde 10′ar tane mantık sorusu bulunmaktadır.
9- Sınav sonuçlarının açıklanma süresi 1 aydır.
10- Son yapılan değişiklikler ile intibak senesi ve okuldan atılma durumu kaldırılmıştır.Ancak üniversitelerin dikey geçiş yapan öğrencilere nasıl bir uygulama yapacağı netlik kazanmamış.Genel kanı ile 1. sınıftan başlatılması durumu ortaya çıkmıştır.
11- Sayısal ve sözel bölümde çıkan mantık soruları, öğrencilerin en çok zorlandığı kısım olarak görülmektedir.
Dgs puanı hesaplanırken kullanılan katsayılar nelerdir?
Adayların testlerden almış olduğu puanlardan hesaplanan sayısal ve sözel standart puanlar ve ağırlıklı önlisans başarı puanları (Aöbp) kullanılarak adayların yerleştirmede esas alınacak Dgs puanları hesaplanır.Dgs puanını oluşturacak olan sayısal ve sözel standart puanlar ile Ağırlıklı Önlisans Başarı Puanı’nın ağırlıklarını belirleyen katsayılara aşağıda yer verilmiştir.
Kolay yoldan dgs puan hesaplama formülü
Dgs Sözel: 87.747 + (Sözel net x 1.681) + (Sayısal Net x 0.315) + (Ağırlıklı Önlisans Başarı Puanı x 0.6)
Dgs Sayısal: 105.536 + (Sözel Net x 0.336) + (Sayısal Net x 1.575) + (Ağırlıklı Önlisans Başarı Puanı x 0.6)
Dgs Ea: 96.642 + (Sözel Net x 1.009) + (Sayısal Net x 0.945) + (Ağırlıklı Önlisans Başarı Puanı x 0.6)
Ağırlıklı Önlisans Başarı Puanı: Bölümünü iyi dereceyle bitirenler 80, orta sıralarda bitirenler 65, son sıralarda bitirenler 50 olarak girebilir.

Dgs puanı nasıl hesaplanır?
Yetenek testinin sayısal ve sözel bölümleri ayrı olmak üzere, adayların testteki sorulara verdikleri doğru ve yanlış cevaplar ayrı ayrı toplanacak, doğru cevap sayısından yanlış cevap sayısının dörtte biri çıkarılarak ham puanlar elde edilecektir.
Tüm adayların sayısal ve sözel bölümlerin her birinden aldıkları ham puanların ortalaması ve standart sapması ayrı ayrı hesaplanarak adayların ham puanları, ortalaması 50, standart sapması 10 olan standart puanlara dönüştürülecektir. Böylece her aday için Sayısal Standart Puan ve Sözel Standart Puan hesaplanacaktır.
Önlisans başarı puanı nasıl hesaplanır?
1- Dgs’ye başvuran adaylardan her biri için önlisans öğrenimindeki akademik ortalama göz önünde tutularak bir Önlisans Başarı Puanı (Öbp) hesaplanacaktır.
2- Adayların Önlisans Başarı Puanlarının (Öbp) hesaplanmasında önlisans programında almış oldukları notların ortalamasından meydana gelen akademik ortalama esas alınacaktır.
3- Önlisans programlarından mezun olabilecek adaylar, dgs’ye başvursun veya başvurmasın akademik ortalamaları mezun oldukları önlisans programlarından toplanacak ve mezun olunan her program ayrı olmak üzere bu akademik ortalamaların ortalama ve standart sapmaları hesaplanacaktır. Bu ortalama ve standart sapmalar kullanılarak adayların akademik ortalamaları, ortalaması 50 standart sapması 10 olan standart puanlara dönüştürülecektir. Bu standart puanlar ilgili öğretim yılında mezun olabilecek adayların önlisans başarı puanlarını oluşturacaktır.
4- İlgili yılda bir önlisans programından mezun olanların sayısı 5′ten az ise ve daha önceki öğretim yıllarında kendi programlarına ait hesaplanmış bir ortalama bulunuyorsa bu adayların başarı puanlarının hesabında ortalamanın bulunduğu öğretim yılına ait ortalama ve standart sapmalar kullanılacaktır.
Ağırlıklı önlisans başarı puanı nasıl hesaplanacaktır?
1- Önlisans başarı puanı, hesaplandıktan sonra her önlisans programında dgs’ye giren adayların dgs standart puanlarından hesaplanan ağırlıklandırma puanlarına göre ağırlıklandırılacaktır.
2- Ağırlıklandırmada, bir programda son sınıfta bulunan adaylardan dgs’ye girenlerin sayısal standart puanları sayısal ağırlıklandırma puanını (Ap-say), sözel standart puanları sözel ağırlıklandırma puanını (Ap-söz), sayısal ve sözel puanların 0.5 ile çarpılıp toplanmasından elde edilecek ağırlıklı standart puan da eşit ağırlıklı ağırlıklandırma puanını (Ap-ea) oluşturacaktır.
3- Bir programdan sınava giren adayların Ap-say, Ap-söz ve Ap-ea puan ortalamaları, bu programın A-say (sayısal ağırlıklandırma puan ortalaması), A-söz (sözel ağırlıklandırma puan ortalaması) ve A-ea(eşit ağırlıklı ağırlıklandırma puan ortalaması) ortalamalarını oluşturacaktır. Önlisans programının ağırlıklandırma puan ortalamalarından 30′un altında olanlar 30 olarak alınacaktır. Önceki yıllarda mezun olan adayların Öbp’leri ağırlıklandırılırken mezun oldukları yılın ağırlıklı ortalamaları kullanılacaktır. Bir programda sınava giren aday sayısı 5′ten az ise ağırlıklandırma ortalamaları 50 olarak alınacaktır.
Dgs (dikey geçiş sınavı) sınav konuları

Sayısal Konular:
1- Kümeler
2- Sayılar
3- Bölünebilme Kuralları
4- Rasyonel Sayılar
5- Üslü İfadeler, Köklü İfadeler
6- Eşitsizlik, Mutlak Değer
7- Özdeşlikler, Çarpanlara Ayırma
8- Oran, Orantı
9- Denklem Çözme
10- Problemler
11- Sayısal Mantık
12- Geometri
Sözel Konular:
1- Sözcük
2- Cümle
3- Paragraf
4- Anlatım Bozukluğu
5- Şifre Çözümü
6- Çözümleme ve Mantıksal akıl Yürütme